Erken doğum oranları arttıkça bu bebeklerin sinir sistemi gelişiminin zamanında doğan bebeklere göre bazı farklılıklar gösterdiği gözlemlendi. Özellikle 32 hafta ve 1200 gr.’ dan küçük doğan bebeklerde, erken doğuma neden olan anne, bebek ya da plazenta ile ilgili sorunlar, bu bebeklerin anne karnında yetersiz kan akımı ve dolayısıyla yetersiz yakıta maruz kalmasına neden olmaktadır.
Ayrıca doğum ya da doğum sonrası dış dünyaya uyum sürecinde başlıca solunum ile ilgili yaşanan sıkıntılar beyin dokusunda kalıcı kanama ve buna bağlı nedbe dokusuna neden olarak spastisite, hidrosefali, görme yollarının zedelenmesi sonucu görme alanı bozukluklarına ve işitme sinirinin hasarına neden olabilmektedir. Uzun süre oksijen tedavisine bağlı retina hasarı ve görme düzeyinin azalması bir diğer sorun alanıdır.
Beyin hasarı radyolojik olarak saptanamayan çocuklarda bile erken doğum epilepsi, öğrenme güçlüğü, otizm sosyal-duygusal ve hatta ilerideki psikiyatrik hastalıklar için artmış risk oluşturmaktadır.